Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta Hastalığı)

Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta Hastalığı)

Makula Dejenerasyonu (Sarı Nokta) Rehberi

Makula dejenerasyonu (sarı nokta), gözün arka kısmındaki retinada bulunan ve merkezi görme için kritik olan makula bölgesinin hasar görmesiyle gelişen kronik bir görme sorunudur. Bu küçük bölge, retinanın yalnızca %5’ini kapsamasına rağmen görme işlevinin yaklaşık %95’inden sorumludur. Makula dejenerasyonu, tıpkı yıllanmış bir fotoğrafın merkezinden solmaya başlaması gibi, zamanla merkezi görüşün bozulmasına yol açar. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre makula dejenerasyonu, ilerleyen yaşla beraber en sık rastlanan görme kaybı nedenleri arasında yer almakta ve dünyada görme kaybıyla sonuçlanan bozuklukların yaklaşık %8.7’sini oluşturmaktadır. Özellikle 50 yaş ve üzerindeki bireylerde sıklığı artan bu hastalık, yaşam beklentisinin uzamasıyla gelecekte daha da yaygın bir sağlık problemi haline gelecektir. Bu rehberde makula dejenerasyonu nedir, kimlerde görülür, nedenleri, belirtileri, tanı yöntemleri, tedavi seçenekleri ve korunma yolları gibi sorular ele alınacak, size ayrıntılı bilgiler sunulacaktır.

Makula dejenerasyonu nedir?

Makula dejenerasyonu, gözün arka kısmında bulunan retina tabakasındaki merkezi görmeden sorumlu makula bölgesinin hasar görmesiyle ortaya çıkan ilerleyici bir göz hastalığıdır. Görmemizi sağlayan bu bölge zarar gördüğünde, özellikle okuma, yazma ve yüz tanıma gibi aktivitelerde zorluk yaşanır. Makula dejenerasyonunun iki ana tipi vardır: kuru tip ve yaş tip (neovasküler). Kuru tip, hastaların çoğunda (%85-90) görülen daha yaygın ve yavaş ilerleyen formdur. Bu tipte, makula altında drusen adı verilen sarı renkli birikintiler oluşur. Yaş tip ise daha nadir (%10-15) olmakla birlikte hızlı ilerler ve anormal yeni kan damarlarının büyümesi sonucu makulada kanama veya sıvı birikimine yol açar. Yaş tipte görme kaybı ani gelişebilir, ancak günümüz anti-VEGF tedavileri ile bu ilerleme yavaşlatılabilmektedir.

Kimlerde veya hangi durumlarda görülür?

Makula dejenerasyonu, sıklıkla ileri yaş ile ilişkili bir durumdur. Hastalık 60 yaş ve üzerindeki bireylerde daha sık görülür. Ailede sarı nokta öyküsü olan kişiler, genetik yatkınlık nedeniyle risk altındadı. Ayrıca, sigara kullanımı, uzun süreli güneş ışığına maruz kalma, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları ve obezite gibi durumlar makula dejenerasyonu riskini artırır. Örneğin, sigara içmek makula dejenerasyonu riskini iki kat artırabilir. Sağlıksız beslenme ve yüksek kolesterol gibi etkenler de riski yükselten diğer faktörlerdir. Bu nedenle yukarıdaki risklerden bir veya birkaçına sahip kişilerin göz muayenelerini aksatmaması önerilir.

Neden oluşur? (Risk faktörleri)

Makula dejenerasyonunun kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak gelişiminde rol oynayan bazı önemli risk faktörleri aşağıdaki gibidir:

• Yaş: Makula dejenerasyonu genellikle 60 yaş ve üzerindeki bireylerde görülür.

• Genetik Yatkınlık: Ailede bu hastalığın öyküsü bulunması riski artırır.

• Sigara Kullanımı: Sigara içmek, makula dejenerasyonu riskini iki kat artırır.

• Beslenme ve Yaşam Tarzı: Vitamin ve antioksidan açısından zengin olmayan sağlıksız beslenme ile hareketsizlik riski yükseltir. Meyve-sebze ağırlıklı dengeli beslenme ve düzenli egzersiz hastalık ilerlemesini yavaşlatabilir.

• Güneş Işığı: Uzun süre ultraviyole ışınlarına maruz kalmak riski artırır.

• Diğer Sağlık Sorunları: Hipertansiyon, yüksek kolesterol ve obezite gibi kardiyovasküler risk faktörleri, makula dejenerasyonu riskini yükselten diğer durumlardır.

Yukarıdaki faktörlerin bir veya birkaçı bir araya geldiğinde hastalığın gelişme olasılığı artar. Örneğin, ailede sarı nokta öyküsü olan ve aynı zamanda sigara kullanan bir kişi, genel popülasyona göre daha yüksek risk altındadır.

Belirtileri nelerdir?

Belirtiler genellikle yavaş gelişir ve hastalar başlangıçta net bir şikayet yaşamayabilir. Zamanla merkezi görme etkilenir. Aşağıdaki şema, makula dejenerasyonu olan bir hastanın görüşündeki değişiklikleri örneklemektedir:

• Merkezi görme kaybı: Özellikle okuma, yazma ya da yüz tanıma gibi detay gerektiren aktivitelerde görüş bulanıklaşır.

• Çizgilerde bozulma (Metamorfopsi): Düz olması gereken çizgiler (kapı çerçevesi, pencere pervazı vb.) dalgalı veya eğri görülür.

• Renklerde solma: Renkler eskisi kadar canlı algılanmaz; renk algısı azalmış gibi hissedilir.

• Ortada karanlık nokta veya leke: Görüş alanının merkezinde bulanık veya siyah bir nokta belirebilir.

• Işığa karşı hassasiyet: Parlak ışıklar rahatsız edici olabilir ve göz kamaşması artar.

• Yüz tanıma zorluğu: Tanıdık kişilerin yüzlerini ayırt etme güçleşir; çünkü merkezi görüş azalır

Bu belirtilerden herhangi birini fark ederseniz, göz muayenesi yaptırmak önemlidir. Erken aşamada şikayetler hafif olabilir; bu nedenle özellikle risk altında olan kişilerin düzenli kontrollerini ihmal etmemesi gerekir.

Tanı nasıl konulur? (Tanı yöntemleri)

Makula dejenerasyonu tanısı genellikle kapsamlı bir göz muayenesi ile konur. Öncelikle görme keskinliği ölçülür ve biyomikroskop muayenesi yapılır. Göz bebeği damla ile büyütülerek fundus (göz dibi) muayenesi gerçekleştirilir; bu muayene sırasında retina ve makula detaylı biçimde incelenir. Şüpheli durumlarda, retina kalınlığını ve makulada sıvı birikimini değerlendiren Optik Koherens Tomografi (OCT) gibi görüntüleme yöntemleri uygulanır Gerekirse fluorescein anjiyografi veya ilaçsız anjiyografi (OCTA) ile retina damarları detaylandırılarak yaş tip makula dejenerasyonundaki anormal damarlanmalar saptanır

Ek olarak, erken tanı için Amsler Grid testi gibi basit görme tarama yöntemleri de kullanılabilir. Hastalar evde bu ızgara desenine tek gözü kapatarak baktığında çizgilerde bükülme veya bulanıklık fark ederse derhal göz doktoruna başvurmalıdır. Yine 50 yaş ve üzerindeki bireylerin hiçbir şikayetleri olmasa bile yılda bir kez retina muayenesine gitmesi önerilir. Erken teşhis, tedavi başarısı ve görmenin korunması açısından kritik öneme sahiptir.

Hangi tedaviler uygulanır? (Güncel tıbbi tedavi yöntemleri)

Makula dejenerasyonunun kesin bir tedavisi yoktur; ancak hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve mevcut görmeyi korumak için çeşitli yöntemler uygulanır:

• Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve sigarayı bırakma AMD riskini azaltır. Özellikle antioksidan içeren C ve E vitaminleri, çinko, lutein ve zeaksantin yönünden zengin meyve-sebze tüketimi tavsiye edilir. UV ışınlarından korunmak için kaliteli güneş gözlüğü kullanımı önemlidir.

• Vitamin ve Takviyeler: Kuru tip makula dejenerasyonunda hekimin önerisi ile lutein, zeaksantin ve çinko içeren multivitamin takviyeleri verilebilir. Bu besin destekleri, retina hücrelerini besleyerek hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya yardımcı olabilir.

• İlaç Tedavileri (Anti-VEGF): Yaş tip makula dejenerasyonunda esas tedavi yöntemi, göze yapılan anti-VEGF enjeksiyonlarıdır.. Bu ilaçlar anormal damar oluşumunu ve sıvı sızıntısını engeller, böylece görme kaybının ilerlemesi durdurulabilir veya azaltılabilir. Enjeksiyonlar genellikle birkaç hafta aralıklarla tekrarlanır; düzenli tedaviyle görme korunabilir.

• Lazer ve Fotodinamik Tedavi: Seçilmiş yaş tip olgularında, anormal damarı kapatmak için lazer tedavisi veya verteporfin ile fotodinamik tedavi uygulanabilir. Ancak bu yöntemler her hasta için uygun değildir ve modern uygulamalarda sıklıkla anti-VEGF öncelikli tercih edilir.

• Düşük Görme Yardımı: İlerlemiş safhada kalan görmeyi desteklemek için büyüteçli gözlükler, özel lensler veya dijital büyütme cihazları gibi yardımcı görme araçları kullanılabilir. Bu cihazlar hastaların günlük aktivitelerini sürdürmesine yardımcı olur.

Her hastada tedavi planı hastalığın tipi, evresi ve genel sağlık durumu dikkate alınarak belirlenir. Erken teşhis ve düzenli tedavi, görme kaybını minimuma indirmek açısından en önemli adımdır.

Tedavi edilmezse ne olur? (Olası sonuçlar / yaşam kalitesi etkisi)

Tedavi edilmeyen makula dejenerasyonu ilerleyerek çoğu hastada merkezi görüşte ciddi kayıplara yol açar. Kuru tip makula dejenerasyonunun ileri evrelerinde ve yaş tipte tedavisiz kalan olgularda merkezi görme neredeyse tamamen yok olabilir.. Bu durumda kişi ancak çevresel görmeyle sınırlı kalır; okuma, sürüş ve yüz tanıma gibi günlük yaşam aktiviteleri büyük ölçüde kısıtlanır. Şiddetli görme kaybı, fonksiyonel anlamda körlüğe yakın bir duruma neden olabilir. Erken aşamada tedavi edilmemiş makula dejenerasyonu, yaşam kalitesini ciddi oranda düşürür. Bu nedenle gözdeki belirtiler fark edildiğinde zaman kaybetmeden uzman bir hekime başvurmak hayati önem taşır.

Ne zaman bir göz doktoruna gitmeliyim?

Aşağıdaki durumların herhangi birini yaşarsanız göz sağlığınız açısından vakit kaybetmeden muayene olmanız önerilir:

• Ani veya giderek artan bulanık görme: Özellikle tek gözde meydana gelen keskinlik kaybı.

• Çizgilerde eğrilik fark edilmesi: Düz çizgilerde bozulma (metamorfopsi) hissi.

• Görüş alanında karanlık nokta oluşması: Merkezde siyah veya boş bir alan belirmesi.

• Yüz tanıma veya yakını görmede zorluk: Özellikle okuma gibi detaylı işleri yaparken güçlük yaşanması.

Bu belirtilerden herhangi biri ortaya çıkarsa, bir göz doktoruna başvurmak önemlidir. Bunlara ek olarak, hiçbir şikayetiniz olmasa bile 50 yaş ve üzerindeki herkesin yılda en az bir kez retina muayenesinden geçmesi tavsiye edilir. Özellikle ailede makula dejenerasyonu öyküsü ya da diğer risk faktörleri olan kişiler daha sık kontrole gitmelidir. Düzenli göz muayeneleri, hastalığın erken bulgularını yakalamak ve tedaviye erken başlamak için kritik öneme sahiptir.

Korunma/önleme mümkün müdür?

Makula dejenerasyonunu tamamen önlemenin garantili bir yolu yoktur. Ancak bazı önlemler riski azaltmaya yardımcı olabilir. Öncelikle sigara içmeyi bırakmak ve dengeli beslenmek riski düşürür. Antioksidanlar (C ve E vitamini), lutein, zeaksantin ve çinko yönünden zengin bir beslenme biçimi ve bol meyve-sebze tüketimi, makula sağlığını destekler. Düzenli egzersiz ve sağlıklı bir yaşam tarzı genel göz sağlığı için faydalıdır. Uzun süre güneşe maruz kalmaktan kaçınmak ve UV filtreli güneş gözlüğü kullanmak da koruyucu önlemler arasındadır. Ayrıca, yılda bir kez yapılan düzenli göz muayeneleri hastalığı erken evrede yakalayarak tedavi şansını artırır. Tüm bu önlemler tek başına hastalığı önlemese de, makula dejenerasyonunun ilerleme hızını yavaşlatmada etkilidir.

Sık Sorulan Sorular (SSS)

Makula dejenerasyonu olanlar nelere dikkat etmelidir?

Makula dejenerasyonu teşhisi almış kişilerin özellikle aşağıdaki noktalara dikkat etmesi önemlidir:

• Düzenli kontrol: Göz hekiminden önerilen aralıklarla takip muayenelerinizi aksatmayın. Erken evre değişikliklerini yakalamak için rutin muayene şarttır.

• Sağlıklı yaşam tarzı: Sigara içmeyin, dengeli beslenin ve düzenli egzersiz yapın. Antioksidan ve vitamin içeriği yüksek yiyecekleri (yeşil yapraklı sebzeler, meyveler, balık vb.) tercih edin.

• Görme tarama testleri: Evde Amsler Grid testi gibi yöntemlerle merkezi görmenizi düzenli olarak kontrol edin. Herhangi bir bozulma fark ederseniz derhal doktorunuza bildirin.

• Güneşten korunma: Güneş gözlüğü kullanarak ultraviyole ışınlarından korunmak makula sağlığı için önemlidir. Gözlerinizin dinlenmesine özen gösterin.

Sarı nokta tedavisi acıtır mı?

Makula dejenerasyonunda uygulanan tedavilerin çoğu minimal rahatsızlık verir. Örneğin anti-VEGF ilaç enjeksiyonları öncesinde gözünüze uyuşturucu damlalar damlatılır ve işlem sırasında ağrı hissi genellikle çok azdır. Hastaların çoğu iğnenin batma veya hafif basınç hissinden bahseder; bu duyum kısa sürelidir. İşlem sonrası hafif batma veya sulanma olabilir, ancak bu etkiler genellikle birkaç saat içinde geçer. Klinik ortamda deneyimli hekimler tarafından yapılan bu işlemler güvenli ve hastalar tarafından genellikle iyi tolere edilir. Tedavi sırasında endişeleriniz olursa mutlaka doktorunuzla paylaşın; konforunuz için gerekli önlemler alınacaktır.

Makula dejenerasyonu genetik midir?

Evet, genetik faktörlerin makula dejenerasyonu oluşumunda önemli rolü vardır. Aile öyküsü makula dejenerasyonu bulunan kişilerde hastalık görülme riski daha yüksektir. Yani birinci derece akrabalarınızda bu hastalık varsa, genetik yatkınlık nedeniyle sizde de gelişme olasılığı artabilir. Ancak genetik yatkınlık tek başına hastalığa neden olmaz; beslenme, sigara ve diğer çevresel faktörler de hastalığın ortaya çıkmasında etkilidir.

Sarı nokta hastalığı körlük yapar mı?

Makula dejenerasyonu tedavi edilmediğinde ve ilerlediğinde merkezi görme kaybına yol açar. Hastalığın ileri evrelerinde merkezi görme neredeyse tamamen yok olabilir ve kişi sadece çevresel görüşüyle sınırlı kalabilir. Bu durum pek çok hasta için fonksiyonel anlamda görme kaybına (neredeyse körlük) yakın bir tablo yaratabilir. Ancak tam körlük nadiren görülür; çünkü çevresel görüş genellikle korunur. Yine de, merkezi görüşün azalması günlük yaşam aktivitelerinde ciddi zorluklara neden olabilir. Erken teşhis ve tedavi ile bu kayıp yavaşlatılabilir, bu yüzden belirtiler fark edildiğinde zaman kaybetmeden uzmana başvurmak çok önemlidir.

Makula dejenerasyonu önlenebilir mi?

Maalesef makula dejenerasyonunu tamamen önlemek mümkün değildir. Ancak risk faktörlerinin kontrol altına alınması hastalığın gelişme olasılığını düşürebilir. Sigara içmemek, sağlıklı beslenme ve düzenli göz muayenesi gibi önlemler önemlidir. Erken tanı konulduğunda tedaviyle görmenin korunması mümkün olduğundan, korunma ve erken teşhis birlikte değerlendirildiğinde en iyi sonuç alınabilir.

Yukarıdaki bilgilerin ışığında, merkezi görmenizle ilgili herhangi bir endişe yaşarsanız uzman bir göz hekimine başvurmanız tavsiye edilir. Görme kaybı riskinin yüksek olduğu durumlarda vakit kaybetmemek en doğru yaklaşımdır.

Bu sayfadaki bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır. Kendi göz sağlığınızla ilgili tanı ve tedavi için mutlaka bir göz sağlığı uzmanına başvurun.

Opening Hours