Katarakt Tedavisi

Katarakt Tedavisi

Katarakt: Belirtileri, Tedavisi ve Ameliyat Rehberi

Katarakt, gözünüzün içinde bulunan doğal merceğin bulanıklaşması sonucunda görme kalitesinin azalmasına yol açan bir göz hastalığıdır. En sık ileri yaşlarda ortaya çıksa da, gençlerde veya çocuklarda da görülebilir. Katarakt geliştiğinde, sanki buğulu veya donuk bir camın arkasından bakıyormuş gibi görmeye başlarsınız. Bu durum zamanla ilerleyerek günlük yaşamınızı etkileyecek düzeye gelebilir. Bu rehberde katarakt nedir, katarakt belirtileri, katarakt tedavisi ve katarakt ameliyatı gibi tüm önemli başlıkları ele alacağız. Marmara Göz Tıp Merkezi uzmanlarının deneyimiyle hazırlanan bu kapsamlı bilgi yazısı sayesinde katarakt konusunda bilinçlenebilir, endişelerinizi giderebilir ve göz sağlığınız için doğru adımları atabilirsiniz.

Katarakt Nedir?

Katarakt, göz bebeğinin hemen arkasında yer alan göz merceğinin (lens) saydamlığını kaybedip matlaşması sonucunda oluşur. Normalde berrak olan bu mercek, gelen ışığı retina üzerine odaklamaya yarar. Ancak katarakt geliştiğinde mercek bulanıklaştığı için ışık düzgün geçemez ve görüntüler netliğini yitirir. Sonuç olarak, kataraktı olan kişiler etrafı sanki puslu bir cam arkasından veyasisli bir havada görüyormuş gibi deneyimleyebilir.

Dünya Sağlık Örgütü’ne (World Health Organization – WHO) göre katarakt, dünya genelinde körlük ve görme bozukluklarının en önde gelen nedenidir. Küresel çapta körlüğün yaklaşık yarısından sorumlu olan katarakt, özellikle tedavi edilmediğinde geri dönüşü olmayan görme kayıplarına yol açabilir. Türkiye’de de benzer şekilde görme kaybı nedenlerinin yaklaşık %50’sini katarakt oluşturmaktadır. Yani katarakt, oldukça yaygın ve önemli bir göz sağlığı sorunudur.

Göz merceği; kamera lensi gibi çalışan, görüntülerin netleşmesi için ışığı odaklayan bir yapıdır. Katarakt oluştuğunda bu mercek opaklaşır (saydamlığını yitirir) ve retina üzerine düşen görüntüler bulanıklaşır. Katarakt başlangıçta küçük bir alanda olabilir ve fark edilmeyebilir, ancak zamanla merceğin daha büyük kısmı etkilenir. Sonuçta, katarakt tedavi edilmezse görme ciddi oranda azalabilir ve hatta işlevsel körlüğe neden olabilir. Neyse ki, katarakt genellikle başarıyla tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Aşağıda, kataraktın nedenlerinden belirtilerine ve tedavi yöntemlerine kadar bilmeniz gereken her şeyi bulacaksınız.

Kataraktın Nedenleri

Kataraktın en sık görülen nedeni yaşlanma ile ortaya çıkan doğal değişikliklerdir. İlerleyen yaşla birlikte göz merceğinin yapısında protein birikimleri ve yapısal bozulmalar oluşur. Bu birikimler merceğin bulanıklaşmasına yol açar. Nitekim vakaların yaklaşık %90’ı yaşa bağlı katarakttır. Ancak yaş haricinde de çeşitli faktörler katarakt gelişimine katkıda bulunabilir:

  • Genetik ve Doğumsal Nedenler: Bazı bireyler kalıtsal yatkınlık nedeniyle genç yaşta katarakt geliştirebilir. Hatta bebeklerde bile doğumsal (konjenital) katarakt görülebilir. Örneğin, annenin hamilelikte geçirdiği enfeksiyonlar veya kullandığı bazı ilaçlar yenidoğanda katarakta yol açabilir. Doğuştan katarakt, bebeğin görme gelişimini engelleyebileceğinden erken cerrahi gerekebilir.
  • Göz Travmaları: Göze alınan darbeler, kesici-delici yaralanmalar veya göz ameliyatları sonrasında sekonder katarakt gelişebilir. Travma, merceğin yapısını bozarak daha erken bulanıklaşmasına neden olabilir.
  • Metabolik Hastalıklar: Diabetes mellitus (şeker hastalığı) katarakt riskini artıran önemli bir faktördür. Kan şekerinin yüksek olması merceğin normal metabolizmasını bozarak kataraktı hızlandırır. Uzun süreli yüksek tansiyon veya kronik böbrek hastalığı gibi durumlar da katarakta zemin hazırlayabilir.
  • Kortizon Gibi İlaçlar: Steroid (kortikosteroid) ilaçların uzun süreli kullanımı, özellikle göz damlası formunda steroidler, mercekte opaklaşmayı hızlandırabilir. Ayrıca bazı psikiyatrik ilaçlar veya radyasyon tedavisi de risk faktörleri arasında sayılmaktadır.
  • Diğer Göz Hastalıkları: Üveit gibi kronik göz içi iltihapları ya da glokom (göz tansiyonu) gibi hastalıklar ikincil katarakt gelişimine yol açabilir. Bu nedenle farklı bir göz rahatsızlığınız varsa, katarakt gelişimi açısından doktorunuz sizi daha yakından izleyebilir. (Ayrıca bkz. [İç Bağlantı: “Glokom (Göz Tansiyonu)” bilgilendirme yazısı])
  • Çevresel Faktörler: Uzun yıllar güneş ışınlarına korumasız maruz kalmak da mercekteki proteinleri bozarak kataraktı tetikleyebilir. Özellikle UV (ultraviyole) ışınlarının kümülatif etkisi merceğin daha erken yaşta bulanıklaşmasına neden olabilir. Sigara kullanımı da katarakt riskini belirgin şekilde artırır; sigara dumanındaki toksik maddeler göz merceğine zarar vererek opaklaşmayı hızlandırır. Aşırı alkol tüketimi de risk faktörleri arasındadır.
  • Beslenme ve Diğer Faktörler: Uzun süreli yetersiz beslenme, özellikle antioksidan vitaminlerin eksikliği (A, C, E vitamini gibi) lensin kendini yenileme kapasitesini düşürebilir. Ayrıca obezite ve vücutta kronik oksidatif stres yaratan durumlar da katarakt oluşumuna katkıda bulunur.

Yukarıdaki nedenler tek tek ya da birlikte, göz merceğinde yapısal değişikliklere yol açarak katarakt gelişmesine neden olur. Özellikle ileri yaş, diyabet, uzun süreli kortizon kullanımı, sigara ve yoğun güneş ışığı maruziyeti katarakt riskini en çok yükselten etkenlerdir. Bu risk faktörlerine sahip kişilerde düzenli göz muayeneleri ile kataraktın erken saptanması önemlidir.

Katarakt Belirtileri

Katarakt genellikle yavaş ilerler ve erken dönemde fark edilmesi zor olabilir. İlk başta küçük bir bulanıklık çok az belirti verir. Ancak zamanla mercek opaklaştıkça görme şikâyetleri belirginleşir ve artar. Kataraktın başlıca belirtileri şunlardır:

• Bulanık veya Bulanmış Görme: Hastalar genellikle bulanık, sisli bir görüntü tarif ederler. Objelerin netliğinde azalma olur; sanki her şeyin üzerini ince bir duman kaplamış gibidir. Zamanla bu bulanıklık artarak okuma, yazma, televizyon izleme gibi aktiviteleri zorlaştırır.

• Işık Hassasiyeti ve Parlama: Kataraktlı göz, parlak ışıklara karşı daha duyarlı hale gelir. Güneş ışığında veya gece araç farları karşısında gözler kamaşır. Gece görmede zorlanma yaygındır; karşıdan gelen araç farları dağılmalar (ışık saçılmaları) yaparak sürüşü tehlikeye atabilir. Hastalar özellikle gece araba kullanırken ciddi zorluk yaşadıklarını belirtirler.

• Halo ve Işık Haleleri: Işık kaynaklarının etrafında hale veya yayılma görülmesi de katarakt belirtisi olabilir. Özellikle sokak lambaları veya farlar etrafında gökkuşağı benzeri halkalar fark edilebilir.

• Renklerde Soluklaşma: Katarakt, renk algısını da etkileyebilir. Renkler eskisi kadar canlı görünmez, her şey sanki sarımsı veya kahverengi bir filtreyle örtülmüş gibidir. Özellikle mavi renk tonlarında soluklaşma hastalar tarafından bildirilebilir.

• Çift Görme (Monoküler Diplopi): Katarakt ilerlediğinde, tek gözle bakıldığında çift görme veya gölgeli görme ortaya çıkabilir. Bu durum, mercekteki opak bölgelerin ışığı düzensiz kırmasından kaynaklanır. (Çift görme iki gözle bakarken ortaya çıkıyorsa farklı bir sorun olabilir, bu yüzden doktor değerlendirmesi şarttır.)

• Yakın ve Uzağı Görmede Değişimler: Katarakt bazen geçici olarak yakını görmeyi iyileştirir (merceğin kırma gücündeki değişim nedeniyle, halk arasında “ikinci görüş” olarak bilinir). Fakat bu etki kalıcı değildir ve katarakt ilerledikçe genel görme kalitesi düşer. Hem uzağı hem yakını görmek zorlaşabilir.

• Sık Gözlük Değiştirme İhtiyacı: Katarakt gelişen kişiler, gözlük numaralarının sık sık değiştiğini fark edebilir. Sürekli yeni gözlük reçetesi alma ihtiyacı doğar ancak hiçbir gözlük tam olarak tatmin edici netlik sağlamaz. Bu durum, mercekteki bulanıklaşmanın ilerlemesinden kaynaklanır.

• Göz Yorgunluğu ve Baş Ağrısı: Net göremediğiniz için gözleriniz daha çok çaba harcar ve bu da günün sonunda gözlerde yorgunluk hissine, odaklanma zorluğuna ve hatta baş ağrılarına yol açabilir. Özellikle uzun süre okumaya veya ekrana bakmaya çalışırken hızlı yorulma tipiktir.

Kataraktlı göz merceği diyagramı. Normal gözde mercek ışığı retinaya odaklarken (solda), katarakt durumunda mercek bulanıklaştığı için görüntü netliği bozulur (sağda). Katarakt genellikle yavaş ilerler ve ilk başta hafif bulanık görme dışında belirti vermeyebilir. Ancak yukarıda sayılan belirtiler ortaya çıktığında, bir göz muayenesiyle mercekte katarakt olup olmadığı anlaşılabilir.

Yukarıdaki şikâyetler, kataraktın tipik belirtileridir ancak benzer görme sorunlarına yol açabilecek başka göz hastalıkları da mevcuttur. Örneğin, glokom veya sarı nokta hastalığı da görme kaybı yapabilir ancak mekanizmaları farklıdır. Bu nedenle, böyle belirtiler fark ettiğinizde kendi kendinize teşhis koymaya çalışmadan bir göz doktoruna başvurmanız önemlidir.

Katarakt Nasıl Teşhis Edilir?

Katarakt şüphesiyle doktora başvurduğunuzda ayrıntılı bir göz muayenesi yapılacaktır. Göz Hastalıkları Uzmanları, katarakt teşhisini koymak ve görme azalmasının diğer nedenlerini ekarte etmek için çeşitli test ve yöntemler kullanırlar:

• Tıbbi Öykü ve Şikâyetlerin Değerlendirilmesi: Öncelikle doktorunuz görme ile ilgili yaşadığınız problemleri dinler. Ne zamandır bulanık gördüğünüz, ışıklardan rahatsız olup olmadığınız, gece görüşünde zorlanma veya çift görme gibi belirtileriniz olup olmadığı sorulur. Ayrıca eşlik eden başka hastalıklarınız (diyabet gibi) veya kullandığınız ilaçlar (özellikle kortizon) öğrenilir.

• Görme Keskinliği Testi: Standart göz muayenesinde olduğu gibi harf tablosu ile görme keskinliğiniz ölçülür. Bu test her bir göz için ayrı ayrı yapılır. Katarakt ilerledikçe genellikle gözlükle düzeltilemeyen bir görme azlığı tespit edilecektir. Ayrıca farklı aydınlatma koşullarında (parlak ışıkta veya loş ortamda) görme performansı değerlendirilebilir.

• Biyomikroskopik Muayene (Slit-Lamp Muayenesi): Göz doktorlarının biyomikroskop adı verilen cihazla yaptığı detaylı göz muayenesidir. Bu cihaz, mikroskop ve ışık kombinasyonuyla gözün yapılarının büyütülerek incelenmesini sağlar. Doktorunuz, göz bebeğinizi büyütücü damlalar (miydriatik damla) damlatarak merceğinize detaylı bakar. Büyütülmüş göz bebeği üzerinden merceğinizin saydamlığı değerlendirilir. Katarakt varsa, biyomikroskopla mercekteki opak alanlar görülebilir. Kataraktın yeri (merkeze mi kenara mı yakın) ve yoğunluğu bu muayenede anlaşılır.

Katarakt teşhisinde biyomikroskopi. Göz doktorunuz, özel bir cihaz olan yarık lamba biyomikroskobu ile gözünüzü muayene ederken, göz bebeğinizi büyüterek merceğinizi ayrıntılı olarak inceler. Bu sayede kataraktın varlığı, derecesi ve tipi tespit edilebilir.

• Retina Muayenesi: Katarakt nedeniyle mercek bulanık olduğunda, göz dibi muayenesini yapmak zorlaşabilir. Yine de doktor, göz bebeğiniz genişlemişken oftalmoskop adı verilen aletle veya biyomikroskoba ek özel merceklerle retina ve görme sinirine bakmaya çalışacaktır. Katarakt çok yoğunsa, retina detayları tam görülemeyebilir; bu durumda ultrason gibi yöntemlerle göz arkası değerlendirilebilir.

• Göz Tansiyonu Ölçümü: Eşlik eden başka bir sorun olmadığından emin olmak için göz içi basıncı (göz tansiyonu) da ölçülür. Bu, kataraktın teşhisine yönelik olmasa da genel göz muayenesinin bir parçasıdır.

• Diğer Ölçümler: Katarakt ameliyatı planlanıyorsa, göz içine yerleştirilecek yapay merceğin (GİL) numarasını belirlemek amacıyla bazı ölçümler yapılır. Biyometri cihazı ile gözün ön-arka uzunluğu ve kornea eğriliği gibi değerler ölçülerek, ameliyat sonrası için doğru mercek gücü hesaplanır. Bu ölçümler, ameliyat öncesi hazırlık aşamasının bir parçasıdır (aşağıda “Ameliyat Öncesi Hazırlık” bölümüne bakınız).

Katarakt teşhisi ağrısız ve hızlı bir muayene ile konabilir. Göz bebeğini büyüten damlalar uygulandığı için muayene sonrasında birkaç saat yakını görmekte zorlanmanız ve ışığa hassasiyetiniz olması normaldir; bu etki damlaların etkisi geçince kaybolur. Eğer katarakt saptanırsa, doktorunuz size kataraktın derecesini, görmenizi ne kadar etkilediğini ve tedavi seçeneklerini anlatacaktır.

Katarakt Tedavisi

Katarakt tanısı aldıysanız akla gelen ilk soru, “Katarakt nasıl tedavi edilir?” olacaktır. Ne yazık ki kataraktın ilaçla, gözlükle veya başka ameliyatsız yöntemlerle tedavisi şu an mümkün değildir. Yani bulanıklaşmış olan göz merceğini eski haline döndürecek bir damla, hap ya da egzersiz yoktur. Bazı ürünler veya bitkisel karışımlar “kataraktı erittiği” iddiasıyla piyasada yer alsa da, bunların hiçbirinin etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmamıştır. Dolayısıyla ameliyat dışında “mucizevi” diye lanse edilen yöntemlere itibar etmemeniz önemlidir.

Katarakt tedavisinde temel prensip, bulanıklaşan merceğin alınarak yerine yapay bir göz içi lensi yerleştirilmesidir. Çünkü bozulup opak hale gelen merceği ilaçla yeniden saydam yapmak mümkün değildir; adeta işlevini yitirmiş, ömrünü tamamlamış bir dokudur. Nasıl ki buzlu camı tekrar şeffaf cama çeviremiyorsak, kataraktlı merceği de eski haline getiremiyoruz. Bu nedenle tek kalıcı çözüm cerrahi ile kataraktın temizlenmesidir.

Ne Zaman Ameliyat Gerekir?

Katarakt tedavisinde zamanlama, kişinin görme ihtiyacına ve şikâyetlerine göre belirlenir. Eskiden kataraktın “olgunlaşması” beklenir, yani hasta neredeyse hiç görmez hale gelene kadar ameliyat ertelenirdi. Günümüzde ise böyle bir beklenti yoktur. Eğer katarakt, günlük yaşamınızı aksatacak düzeyde görme kaybı yapmaya başladıysa ameliyat düşünülebilir. Örneğin görme keskinliğiniz araç kullanamayacak veya okuyamayacak seviyeye düştüyse, ya da yaptığınız işe engel olmaya başladıysa ameliyat zamanının geldiği söylenebilir. Bu karar, doktorunuzun tıbbi bulguları ve sizin yaşam kaliteniz birlikte değerlendirilerek verilir.

Unutmayın ki katarakt, erken teşhis edilirse ve görme henüz çok bozulmamışken dahi ameliyat edilebilir. Ameliyatın başarısı genellikle yüksektir ve doğru zamanda yapıldığında görme kalitesinde belirgin artış sağlar. Bu nedenle “kataraktım var ama tamamen olgunlaşsın da öyle ameliyat olayım” şeklindeki eski inanış artık geçerli değildir. Görmeniz %100’den %50’ye düştüyse, hayatınızı zorlaştırıyorsa ameliyat edilmesinin önünde bir engel yoktur. Aksine, çok ilerlemiş kataraktlar ameliyat teknik olarak biraz daha zor olabileceğinden, gereğinden fazla beklememek de faydalıdır.

Kataraktın ilaçla geçmeyeceğini, gözlükle düzelmeyeceğini vurguladık. Bazı erken evre kataraktlarda, özellikle merceğin kırma gücünde değişiklik olduysa, kısa süreliğine gözlük numaranız değişerek görme az bir miktar iyileşebilir. Fakat bu geçicidir ve katarakt ilerledikçe gözlükler de yetersiz kalır. Dolayısıyla tedavi planı cerrahi üzerine kurulmalıdır.

Katarakt Ameliyatı

Kataraktın tek etkin tedavi yolunun ameliyat olduğunu öğrendik. Peki, katarakt ameliyatı nasıl yapılır? Bu bölümde ameliyat sürecini adım adım ele alacağız. Modern teknolojiler sayesinde katarakt ameliyatları oldukça güvenli, hızlı ve ağrısız bir hale gelmiştir. Marmara Göz Tıp Merkezi’nde de uygulanan kapsamında, deneyimli cerrahlar ve gelişmiş cihazlar ile katarakt sorunu başarılı şekilde giderilmektedir.

Ameliyat Öncesi Hazırlık

Katarakt ameliyatı kararı verildikten sonra, operasyon öncesi bazı hazırlıklar yapılır:

• Detaylı Göz Muayenesi: Ameliyat öncesinde mevcut göz durumunuz titizlikle değerlendirilir. Sadece katarakt değil, aynı zamanda retina, görme siniri gibi yapılarda başka bir problem olup olmadığı kontrol edilir. Örneğin, eşlik eden bir sarı nokta hastalığı veya glokom varsa, ameliyat beklentileri ve takibi buna göre planlanır.

• Göz İçi Lens (GİL) Hesaplaması: Ameliyat sırasında takılacak yapay göz içi lensin numarasını doğru belirlemek çok önemlidir. Bunun için biyometri ölçümü yapılır. Bu ölçümde gözün uzunluğu, kornea kırıcılığı gibi değerler özel ultrasonik veya optik cihazlarla tespit edilir. Hedef, ameliyat sonrasında istediğiniz odak noktasına (uzağı net görmek gibi) uygun lens gücünü seçmektir. Ölçüm sonuçlarına ve sizin beklentinize göre monofokal, multifokal veya torik lens seçeneklerinden birine karar verilir (aşağıda “Göz İçi Lens Seçenekleri” bölümüne bakın).

• Sistemik Değerlendirme: Katarakt ameliyatı genellikle lokal anesteziyle yapılsa da, yine de cerrahi bir işlemdir. Bu yüzden ameliyat öncesi genel sağlık durumunuz değerlendirilir. Özellikle şeker hastalığı veya yüksek tansiyon gibi durumlarınız kontrol altına alınmalıdır. Gerekirse dahiliye veya kardiyoloji konsültasyonları istenebilir. Ayrıca kullandığınız kan sulandırıcı ilaçlar varsa, doktorunuz geçici olarak doz ayarlaması önerebilir.

• Hasta Bilgilendirmesi: Ameliyat öncesinde doktorunuz size işlem hakkında ayrıntılı bilgi verir. Nasıl bir anestezi uygulanacağı, işlemin ne kadar süreceği, başarı şansı ve riskleri anlatılır. Ayrıca ameliyat sonrası dönemde yapmanız gerekenler konusunda da önceden eğitim alırsınız. Aklınıza takılan soruları bu aşamada mutlaka sormalısınız.

• Ameliyat Günü Hazırlığı: Ameliyat genellikle aç karnına yapılır (özellikle damla anestezisi dışında bir yöntem kullanılacaksa belli bir süre açlık gerekebilir, doktorunuz size bildirecektir). Ameliyat günü rahat ve kolay çıkarılabilir giysiler giyin, takılarınızı evde bırakın. Genellikle hastaneye gelir gelmez gözünüze hazırlayıcı damlalar başlanır.

Anestezi Seçenekleri

Katarakt ameliyatı, hasta açısından konforlu olması amacıyla uygun anestezi ile gerçekleştirilir. Günümüzde yaygın olarak iki anestezi yöntemi kullanılır:

• Topikal (Damla) Anestezi: Gözün yüzeyine damlatılan uyuşturucu damlalar ile sağlanır. Göz çevresine iğne yapılmaz. Hasta işlem boyunca uyanık olur ancak gözünde ağrı duymaz, sadece temas ve basınç hissedebilir. Topikal anestezi, iğnesiz katarakt ameliyatı olarak da bilinir ve oldukça güvenlidir. İşlem sonrası görme hemen geri geldiği için hastalar bu yöntemi genellikle konforlu bulur.

• Lokal (Enjeksiyonla) Anestezi: Göz çevresine ince bir iğne ile uyuşturucu ilaç enjekte edilmesidir. Bu sayede gözün hareketleri de bir miktar kısıtlanır ve hasta ameliyat sırasında gözünü oynatamaz. Bazı durumlarda (örneğin çok endişeli hastalar, işbirliği yapamayacak durumda olanlar) tercih edilebilir. Enjeksiyon yapılırken hafif bir rahatsızlık hissi olabilir, ancak işlem boyunca ağrı hissetmezsiniz.

• Genel Anestezi: Oldukça nadir gerekse de, özel durumlarda hasta tamamen uyutularak da katarakt ameliyatı yapılabilir. Özellikle çocuk hastalarda veya zihinsel engelli, talimat verilemeyen bireylerde genel anestezi tercih edilebilir. Genel anestezi almanız gerekiyorsa, ameliyat öncesi anestezi doktoru sizi ayrıca değerlendirecektir.

Birçok hasta için damla anestezi yeterli olmaktadır ve avantajı, ameliyat sonrası gözün hareketlerinin ve görmenin hızlı geri gelmesidir. Doktorunuz, sizin durumunuza en uygun anestezi yöntemini belirleyecektir. Her iki durumda da işlem sırasında ağrı duymayacağınızı bilmek önemlidir. Sadece hafif bir basınç hissi veya dokunma hissi algılayabilirsiniz, o kadar.

Ameliyatın Temel Adımları

Katarakt ameliyatının modern yöntemi, Fakoemülsifikasyon (FAKO) tekniğidir. Bu yöntemde ultrason enerjisi kullanarak kataraktlı mercek parçalanır ve temizlenir. İşlemin temel adımları şöyle özetlenebilir:

  1. Küçük Kesiden Giriş: Cerrah, kornea kenarından genellikle 2-2.8 mm’lik çok küçük bir kesi yapar. Bu kadar küçük bir kesiden tüm ameliyatı yapmak mümkündür ve çoğu zaman dikiş atmaya gerek kalmaz (kesi kendi kendine kapanır).

  2. Ön Kapsülotomi: Merceğin dış zarının (kapsül) ön tarafında yuvarlak bir açıklık oluşturulur. Bu, mercek içindeki bulanıklaşmış kısmı çıkarmak için gereklidir.

  3. Fakoemülsifikasyon: Ultrasonik bir prob (fako cihazı ucu) göz içindeki merceğe sokulur. Bu cihaz, merceği ultrason titreşimleriyle parçalayarak sıvılaştırır. Kataraktlı, sertleşmiş mercek dokusu küçük parçalara ayrılır.

  4. Merceğin Emilmesi: Parçalanan mercek, aynı cihaz tarafından emilerek dışarı alınır. Göz içinde sadece merceğin kapsül zarı kalır; bu zarın içi temizlenir ve boş bir cep haline gelir.

  5. Yapay Mercek (GİL) Yerleştirilmesi: Alınan doğal merceğin yerine, kıvrılabilir özellikteki yapay bir göz içi lens (intraoküler lens), açılan boş mercek kapsülünün içine yerleştirilir. Lens göz içinde açılarak sabitlenir. Bu yapay mercek, ömür boyu gözde kalacak şekilde tasarlanmıştır ve genellikle değiştirilmesi gerekmez.

  6. Kapanış: Kesi genellikle kendiliğinden su geçirmez olacak şekilde tasarlandığından dikiş konmaz. Göz, koruyucu bir bandaj veya şeffaf koruyucu kapak ile kapatılarak ameliyat sonlandırılır.

Bu adımların tümü genellikle 10-20 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanır. Teknolojideki gelişmeler sayesinde katarakt ameliyatı oldukça hızlıdır ve aynı gün içinde eve dönmenize imkân tanır. “Dikişsiz katarakt ameliyatı” olarak da bilinen fako tekniği, iyileşme sürecini hızlandırır ve komplikasyon riskini çok azaltır. Prof. Dr. Levent Alimgil’in belirttiği gibi, günümüzde katarakt cerrahisi neredeyse sıfır komplikasyonla yapılabilmektedir. Tabii ki her cerrahi işlemde olduğu gibi katarakt ameliyatının da ufak da olsa riskleri vardır, ancak deneyimli cerrahlar tarafından uygun koşullarda yapıldığında ciddi sorunlar görülme olasılığı çok düşüktür.

Göz İçi Lens (GİL) Seçenekleri

Doğal merceğiniz ameliyatla çıkarıldıktan sonra yerine takılan yapay merceğe Göz İçi Lens (GİL) denir. Bu lensler, değişik özelliklerde olabilir ve seçimi hastanın ihtiyaçlarına göre yapılır. Temel GİL seçenekleri şunlardır:

• Monofokal Lens: Tek odaklı mercek demektir. Genellikle uzağı net görmek üzere ayarlanır. Monofokal lens takılan hastalar, ameliyattan sonra uzağı gözlüksüz görebilirken yakını (okuma gibi) görmek için gözlüğe ihtiyaç duyabilirler. Bazı hastalarda tam tersi, yakın net uzağa gözlük seçeneği de değerlendirilebilir. Monofokal lensler, standart katarakt ameliyatı lensi olarak kabul edilir ve çoğu sigorta kapsamında bunlar kullanılır. Görüntü kalitesi yüksektir ancak tek odak noktası vardır.

• Torik Lens: Eğer kataraktınızla birlikte astigmatizma kusurunuz da varsa, torik lensler düşünülebilir. Torik GİL’ler, astigmat düzeltmesi yapabilen özel tasarıma sahiptir. Böylece hem katarakt alınır hem de astigmatınız büyük oranda giderilmiş olur. Torik lensler de genelde monofokal yapıda olur (yani tek odaklı) ancak astigmatı düzeltirler. Bu lenslerin doğru pozisyonda yerleştirilmesi önemlidir; ameliyat sırasında cerrah merceği uygun eksene hizalar.

• Multifokal veya Trifokal Lens: Halk arasında “akıllı mercek” olarak da duyabileceğiniz bu lensler, birden fazla odak noktasına sahiptir. Multifokal lens iki mesafede (uzak ve yakın) netlik sağlarken, trifokal lens uzak, yakın ve orta mesafede görme sağlayabilir. Amaç, hastanın gözlük bağımlılığını en aza indirmektir. Bu lensler ışığı odaklarken farklı halkalar veya segmentler kullanır; dolayısıyla beyne giden görüntüde farklı mesafelerin netlikleri birlikte gelir. Çoğu hasta kısa sürede adapte olup hem uzak hem yakında tatmin edici görme elde eder. Multifokal lensler ışığı birkaç odak arasında paylaştırdığı için, özellikle gece sürüşünde far haleleri veya parlama yan etkisi olabileceğini bilmek gerekir. Ancak uygun hasta seçiminde çok başarılı sonuçlar verir. Uzmanların belirttiği üzere, bu “multi lensler ışığı üçe böler” ve hastanın farklı mesafelerdeki şikâyetlerinin çoğuna çözüm sağlar.

• EDOF (Geniş Odak Derinlikli) Lens: Yeni nesil lenslerden biri de EDOF lenslerdir. Bunlar da bir tür multifokal gibi düşünülebilir, ancak optik tasarımları farklıdır. Orta mesafe görmeyi özellikle iyi tutup uzak ve yakını da makul düzeyde düzeltmeyi hedefler. Halelenme yan etkisi daha az olabilir. Bazı merkezlerde tercih edilmektedir.

Hangi lensin seçileceği, hastanın yaşam tarzına, göz yapısına ve beklentilerine göre karar verilir. Örneğin çok kitap okuyan, ince detaylı işler yapan birinde trifokal lens takılması uygun olabilirken; gece çok araç kullanan biri için monofokal lens + yakın gözlük tercihi daha emniyetli bulunabilir. Bu konuyu doktorunuzla ayrıntılı şekilde konuşmalısınız. Marmara Göz Tıp Merkezi’nde de [İç Bağlantı: “Göz İçi Lens (GİL) Seçenekleri”] konusunda size bilgi verilecek ve en doğru seçim yapılacaktır. Unutmayın ki her lens tipi FDA veya CE onaylı güvenli ürünlerdir; burada önemli olan sizin için en konforlu sonucu verecek olanı belirlemektir.

Ameliyat Sonrası Süreç

Katarakt ameliyatı sonrasında hastalar genellikle aynı gün evine gönderilir (ambulatuvar cerrahi). Ameliyat sona erdiğinde gözünüzde bir bandaj veya koruyucu şeffaf bir kapak olacaktır. Ameliyat sonrası dönem, iyileşmenin takibi ve olası komplikasyonların önlenmesi açısından oldukça kritiktir. Bu süreçte sizi nelerin beklediğine bakalım:

• İlk Saatler: Ameliyattan hemen sonra gözünüz uyuşuk olacağı için ağrı hissetmezsiniz. Eve gittiğinizde anestezinin etkisi geçerken hafif bir batma veya yabancı cisim hissi olabilir, bu normaldir. Gözünüzü kapatan bandaj genelde ertesi gün kontrole gelene kadar kalır. Bu süre zarfında gözünüzü ovuşturmamalı ve ıslatmamalısınız.

• İlk Kontrol: Ameliyatı takip eden 1. gün veya 2. gün doktorunuz sizi kontrol edecektir. Bu kontrolde bandaj açılır, göz muayene edilir ve iyileşme süreci değerlendirilir. Çoğu hasta ameliyatın ertesi günü bulanıklık azalsa da tam netlik olmadan görmeye başlar. Doktorunuz, kullanmanız gereken göz damlalarını bu aşamada detaylı şekilde anlatır.

• Damlalar ve İlaçlar: Katarakt ameliyatından sonra genellikle birkaç hafta süreyle göz damlaları kullanmanız istenir. Bu damlalar arasında antibiyotik özellikli olanlar enfeksiyon önler, steroid veya anti-inflamatuar olanlar ise iltihap ve şişlik kontrolü yapar. Hasta, verilen şemaya uygun şekilde düzenli damlalarını kullanmalıdır. Damlaların kullanımı, ameliyat başarısı için kritiktir; ihmal edilmemelidir.

• Kısıtlamalar ve Dikkat Edilecekler: İyileşme döneminde gözün mikrop kapmaması ve yerleştirilen merceğin stabil kalması için bazı kısıtlamalar getirilir. Örneğin:

  • İlk hafta göze su kaçırmamaya dikkat edin (banyo yaparken temiz suyla gözünüzü koruyun, havuza-denize girmeyin).
  • Gözü ovalamayın, baskı uygulamayın. Uyurken kazara dokunmamak için birkaç gün gece koruyucu siperlik takılabilir.
  • Ağır kaldırmayın ve başınızı uzun süre aşağı eğmeyin (ilk günler). Aşırı fiziksel efordan kaçının.
  • Tozlu-pis ortamlardan uzak durun; rüzgârlı havada dışarı çıkacaksanız gözlükle koruyun.
  • Doktorunuz izin verene kadar araç kullanmayın. Genellikle görme yeterince netleşene dek (birkaç gün ila hafta) araç kullanılmamalıdır.
  • İlk birkaç hafta göze makyaj yapmayın.

 

Normal ve Geçici Şikâyetler: Ameliyat sonrası ilk günlerde gözde kızarıklık, hafif yanma, batma hissi olabilir. Görme dalgalanmaları (bazı an net, bazı an bulanık gibi) yaşanabilir. Işık hassasiyeti ve hafif ağrı da normal kabul edilir. Bu şikâyetler genellikle ilk hafta içinde hızla azalır. Göz damlalarınızı düzenli kullanmak bu semptomları azaltacaktır.

Alarm Bulguları: Aşağıdaki durumlardan herhangi biri olursa gecikmeden doktorunuzu aramanız veya hastaneye başvurmanız gerekir:

  • Şiddetli göz ağrısı (basit sızı beklenir ama dayanılmaz ağrı normal değildir).
  • Aniden görmede belirgin azalma veya kayıp.
  • Yoğun göz kızarıklığı ve şişlik.
  • Bol sarı-yeşil akıntı (iltihap belirtisi olabilir).
  • Işık çakmaları veya geniş gölge perdelenmesi (nadiren retina ile ilgili sorunlar tetiklenebilir).

Neyse ki bu ciddi komplikasyonlar çok nadir görülür. Enfeksiyon (endoftalmi) oranı binde birlerden daha azdır; retina dekolmanı yine düşük ihtimaldir. Modern cerrahi teknikler ve profilaksi sayesinde katarakt ameliyatlarının büyük çoğunluğu sorunsuz atlatılır.

  • İyileşme Süresi: Birçok hasta ameliyatın ertesi günü günlük işlerinin çoğunu yapabilecek görmeye kavuşur. Ancak tam iyileşme ve en net görme için genellikle birkaç hafta geçmesi gerekir. Göz içi merceğin adaptasyonu ve retinanın yeni durumuna alışması zaman alır. Doktorunuz genellikle 1. hafta, 1. ay ve 3. ay kontrolleri planlayacaktır. Bu kontrollerde görme keskinliğiniz ölçülür ve gerekirse ufak tefek kalan refraksiyon kusuru için (özellikle astigmat veya yakın için) gözlük reçetesi düzenlenir.

Katarakt ameliyatı sonrası hastalar genellikle sonuçtan son derece memnun kalırlar. Renkleri daha canlı görmek, net bir şekilde okuyabilmek, gece güvenle araç kullanabilmek yaşam kalitesini bariz şekilde yükseltir. Ancak her ameliyat gibi, katarakt ameliyatı sonrası da vücudun bir iyileşme dönemine ihtiyacı vardır. Bu dönemde doktor talimatlarına harfiyen uymak ve kontrollere gitmek, elde edilecek görme kalitesini maksimize eder.

Yaşam Kalitesi ve Katarakt

Katarakt, ilerleyici bir görme kaybına yol açtığı için kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Görmenin azalması, günlük faaliyetlerden işe kadar pek çok alanda kısıtlanmaya neden olabilir:

• Günlük Aktiviteler: Kataraktı olan bir kişi, gazete okumakta, televizyon izlemekte veya yüzlerdeki ifadeleri seçmekte zorlanabilir. Ev içinde merdiven inip çıkarken veya küçük objeleri kullanırken bile sıkıntı yaşanabilir. Özellikle tek taraflı kataraktı olanlarda derinlik hissi bozulabileceğinden ev kazaları riski artabilir.

• Araç Kullanımı: İyi bir görüş, güvenli sürüşün temel şartıdır. Kataraktlı bireyler, hem keskinlik azaldığı hem de ışık saçılmaları yüzünden araç kullanırken risk altında olabilir. Gece farların yarattığı parlamalar, yol ve trafik ışıklarının net seçilememesi tehlikeye yol açabilir. Bu nedenle birçok ülkede, belirli bir görme seviyesinin altındaki bireylerin araç kullanmasına izin verilmez. Katarakt ameliyatı sonrası hastalar, görme yeterliliği sağlandığında yeniden güvenli bir şekilde araç kullanabilir hale gelirler.

• Mesleki ve Sosyal Hayat: Görme kaybı ilerledikçe mesleğini aktif sürdüren bireyler işlerinde zorluk yaşamaya başlar. Bilgisayar ekranı önünde çalışan biri için katarakt, ciddi verim düşüşü demektir. İnce detaylarla uğraşan (terzi, mühendis, doktor vb.) meslek gruplarında küçük bir bulanıklık bile hatalara neden olabilir. Sosyal hayatta da kişi kendini geri çekebilir; örneğin sinemaya gitmek, arkadaş toplantılarına katılmak gibi etkinliklerden zevk alamayabilir çünkü iyi görememektedir.

• Psikolojik Etkiler: Sürekli bulanık görme, insanlarda özgüven kaybı ve bağımlılık hissine yol açabilir. Özellikle yaşlı hastalar, başkalarına muhtaç olma duygusuyla depresif bir ruh haline girebilirler. Araştırmalar, görme bozukluğuna bağlı depresyon riskinin arttığını ve düşme/kırık gibi kazaların daha sık yaşandığını göstermektedir. Kataraktın giderilmesi, kişinin dünyayla yeniden net bir şekilde bağlantı kurmasını sağlar ve bu da psikolojik iyilik halini düzeltir.

Katarakt ameliyatı sonrasında hastalar genelde “yeniden doğmuş gibi” hissettiklerini ifade ederler. Renklerin canlılığı geri gelir, okuma yetisi artar, sosyal etkileşimleri kolaylaşır. Özellikle iki gözde de katarakt varsa ve ameliyat edilmişse, görme derinliği ve üç boyutlu algı düzelir, bu da bağımsız yaşam sürmeye büyük katkı sağlar. Sonuç olarak, katarakt başarılı bir şekilde tedavi edildiğinde yaşam kalitesinde belirgin bir yükselme olur. Bu nedenle görmenizi etkileyen kataraktı göz ardı etmemeniz, günlük yaşamınızda aksaklık yaratmaya başladıysa bir uzmana danışmanız çok önemlidir.

Önleme ve Erken Tanı

Kataraktı tamamen önleyebilecek kesin bir yöntem olmasa da, bazı önlemler almak katarakt oluşum riskini azaltabilir veya geciktirebilir:

• UV Koruması: Ultraviyole ışınlara uzun süre maruz kalmak katarakt gelişimini hızlandırır. Güneşli havalarda UV filtreli güneş gözlüğü takmak ve geniş kenarlı şapka kullanmak, gözlerinizi zararlı ışınlardan korur. Özellikle genç yaştan itibaren bu alışkanlığı edinmek, ileri yaşlarda katarakt gelişimini yavaşlatabilir.

• Sağlıklı Beslenme: Vitamin ve antioksidanlardan zengin bir beslenme, genel göz sağlığınızı olumlu etkiler. Yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, brokoli, pazı), renkli meyveler (havuç, narenciye), balık (özellikle omega-3 içerenler) gibi besinleri tüketmek yararlıdır. Bu gıdalardaki lutein, zeaksantin, C ve E vitaminleri gibi maddelerin göz merceğini koruyucu etkileri olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca bol su içmek, vücudun detoks mekanizmalarını destekleyerek mercekte zararlı birikimleri azaltabilir.

• Sigara ve Alkolden Kaçınma: Sigara dumanı göz dokularında oksidatif strese yol açar ve katarakt riskini artırır. Sigara kullanıyorsanız bırakmak, katarakt dahil pek çok hastalık riskinizi düşürecektir. Yoğun alkol tüketimi de benzer şekilde zararlıdır; ölçülü alkol alımı ya da hiç almamak göz sağlığı için daha iyidir.

• Diyabet Kontrolü: Eğer şeker hastalığınız varsa, kan şekerinizi iyi kontrol altında tutmak katarakt gelişimini yavaşlatabilir. Yüksek kan şekeri merceğe glukoz geçişini artırarak bulanıklaşmayı hızlandırdığından, düzenli tedavi ve diyetle diyabeti yönetmek önemlidir.

• Kortizon ve İlaçların Akılcı Kullanımı: Doktor önerisi olmadan uzun süreli steroid (kortizon) kullanımından kaçının. Mecburen kullanmanız gereken durumlarda da göz takibini ihmal etmeyin. Yüksek doz veya uzun süreli kortizon almanız gerekirse göz doktorunuza danışarak düzenli aralıklarla katarakt belirtileri için muayene olabilirsiniz.

• Göz Yaralanmalarından Korunma: İşiniz veya hobiniz gereği göz yaralanması riski altındaysanız (örneğin kaynak işleri, marangozluk, kimyasallarla çalışma), mutlaka koruyucu gözlük kullanın. Göz travmaları kataraktı tetikleyebileceği için, korunma en iyi stratejidir.

• Erken Tanı için Düzenli Muayene: Özellikle 60 yaş üstü bireylerin yılda en az bir kez göz muayenesi olması tavsiye edilir. Düzenli kontroller sayesinde katarakt başlangıcı olsa bile erken dönemde tespit edilir. Erken tanı, kataraktın seyrini izlemek ve uygun zamanda müdahale etmek açısından avantaj sağlar. Ayrıca bu muayenelerde glokom veya sarı nokta dejenerasyonu gibi başka göz hastalıkları da taranır. Türk Oftalmoloji Derneği de ileri yaş grubunda düzenli göz kontrollerini şiddetle önermektedir.

Türk Oftalmoloji Derneği uzmanlarının önerileri: Yeni doğan bir bebeğin ilk 6 ay içinde göz muayenesinden geçmesi gerekir. İlerleyen yaşlarda, özellikle 40’lı yaşlardan sonra her 1-2 yılda bir düzenli göz muayenesi ihmal edilmemelidir. Sağlıklı yaşam tarzı (iyi beslenme, sigarasız hayat) ve düzenli doktor kontrolleri, katarakt dahil birçok göz hastalığının erken teşhisinde ve önlenmesinde kilit rol oynar.

Sonuç olarak, kataraktı tamamen engellemek mümkün olmasa da, yukarıdaki önlemlerle daha geç ortaya çıkmasını sağlamak elimizdedir. Eninde sonunda katarakt gelişse bile erken teşhis sayesinde görmeniz ciddi düzeyde bozulmadan tedavi olabilirsiniz. Göz sağlığınıza özen göstermek ve belirtileri fark eder etmez bir göz doktoruna görünmek, ileride yaşayabileceğiniz sıkıntıları en aza indirecektir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Katarakt ve katarakt ameliyatı hakkında hastaların sıkça merak ettiği sorular ve yanıtları aşağıdadır:

• Katarakt ameliyatı ağrılı mıdır?
Hayır, katarakt ameliyatı genellikle ağrılı değildir. Ameliyat sırasında damla anestezi veya lokal anestezi ile gözünüz tamamen uyuşturulur. Bu sayede işlem boyunca ağrı hissetmezsiniz, sadece hafif bir dokunma veya basınç hissedebilirsiniz. Ameliyat sonrası ilk gün hafif batma normaldir ve verilen damlalar bu rahatsızlığı en aza indirir.

• Katarakt ameliyatı ne kadar sürer?
Kendisi genellikle kısa süren bir işlemdir. Standart bir katarakt ameliyatı genellikle 10-20 dakika içinde tamamlanır. Hazırlık ve sonrası ile birlikte hastanede geçireceğiniz süre birkaç saati bulabilir. Operasyonun hızı, kullanılan teknoloji ve kataraktın sertlik derecesine göre biraz değişebilir.

• İki gözü aynı anda ameliyat etmek mümkün mü?
Prensip olarak iki gözde de ileri katarakt varsa aynı gün içinde arka arkaya ameliyat yapılabilir, ancak güvenlik açısından çoğu cerrah iki gözü farklı günlerde ameliyat etmeyi tercih eder. Birinci göz iyileştikten kısa süre sonra ikinci göz ameliyatı planlanır. Böylece ilk gözün iyileşmesi ve enfeksiyon riskinin önüne geçilmesi sağlanır.

• Katarakt tekrarlayabilir mi?
Alınan doğal mercek geri gelmez, yani kataraktın aynen tekrarlaması söz konusu değildir. Ancak yıllar sonra nadiren, göz içinde bırakılan mercek kapsülü zarında bulanıklaşma olabilir (sekonder katarakt denir). Bu durum lazerle birkaç dakikada temizlenebilir. Yapay göz içi lens ise ömür boyu saydam kalır ve değişmesi gerekmez.

• Katarakt ameliyatı sonrası gözlük kullanacak mıyım?
Bu, tercih edilen göz içi lense ve sizin göz yapınıza bağlı. Monofokal lens takıldıysa genellikle uzağı net görüp yakını okumak için gözlük gerekebilir. Multifokal (akıllı) lens takıldıysa hem uzak hem yakında büyük ölçüde gözlüksüz görmek mümkün olur. Yine de çok küçük yazıları okurken veya çok uzaktaki tabelaları seçerken düşük numaralı gözlük ihtiyacı olabilmektedir. Doktorunuz ameliyat sonrası 4-6 hafta sonra görmeniz tam oturduğunda gerekirse bir gözlük reçetesiyle kalan kusurları düzeltir.

• Ameliyattan ne kadar sonra normal hayatıma dönebilirim?
Katarakt ameliyatı sonrası iyileşme hızlıdır. Genelde ilk birkaç gün dinlenmeniz, ağır kaldırmamanız ve gözü korumanız önerilir. Çoğu hasta 1 hafta içinde günlük işlerinin çoğunu yapabilecek hale gelir. Bir ay sonunda ise ağır fiziksel aktiviteler dahil normal yaşama tamamen dönülür. Tabii her hastanın iyileşme hızı farklı olabilir; doktorunuzun önerilerine uymak kaydıyla kısa sürede aktif yaşama geçebilirsiniz.

• Ameliyat sırasında veya sonrasında kör olma riski var mı?
Katarakt ameliyatı dünyada en sık yapılan ve başarı oranı en yüksek ameliyatlardan biridir. Komplikasyon oranı çok düşüktür. Ciddi enfeksiyon (endoftalmi) veya retina dekolmanı gibi komplikasyonlar binde birden daha az oranda görülür. Bu tür nadir komplikasyonlar uygun şekilde yönetilirse görme genellikle kurtarılır. Yani modern tekniklerle kalıcı görme kaybı riski son derece düşüktür. Cerrahınızın tecrübesi ve ameliyatın steril koşullarda yapılması riski en aza indirir.

• Lazerle katarakt ameliyatı mümkün mü?
Klasik fako yönteminde mercek ultrasonik titreşimlerle parçalanır. Son yıllarda bazı merkezlerde femtosaniye lazer destekli katarakt cerrahisi uygulanmaktadır. Bu yöntemde, gözdeki kesi, kapsülotomi ve merceğin parçalanmasının bir kısmı lazerle yapılır. Ancak sonuçlar açısından geleneksel yöntemle benzer başarıdadır. Yani lazer destekli ameliyat bir opsiyon olsa da, standart ultrasonik yöntem de son derece etkilidir. Önemli olan cerrahın deneyimi ve kullanılan teknolojinin güvenilirliğidir.

• Katarakt olmayı engellemek için yapabileceğim bir şey var mı?
Tamamen engellemek mümkün olmasa da, bazı önlemler alabilirsiniz. Güneş gözlüğü kullanmak, sigaradan uzak durmak, dengeli beslenmek, diyabet gibi hastalıkları kontrol altında tutmak katarakt gelişimini geciktirebilir. Ayrıca düzenli göz muayenesi ile kataraktın erken dönemde tespiti sağlanabilir. Erken tespit, görmeniz bozulmadan uygun zamanda müdahale imkânı verir.

• Katarakt ameliyatı için yaş sınırı var mı?
Hayır, yoktur. Katarakt en sık yaşlılarda görülse de gençlerde ve hatta bebeklerde bile olabilir. Ameliyat kararı hastanın görme ihtiyacına göre verilir. Yaş tek başına engel değildir; hatta 90 yaş üzeri birçok kişi başarıyla ameliyat edilmektedir. Önemli olan genel sağlık durumudur. Gerekli değerlendirmeler yapıldıktan sonra ileri yaştaki hastalar da güvenle ameliyat edilebilirler.

Sonuç ve Uzman Görüşü

Katarakt, görme kaybının en yaygın nedenlerinden biri olsa da, erken tanı ve uygun tedavi ile genellikle başarıyla yönetilebilen bir durumdur. Marmara Göz Tıp Merkezi uzmanları, katarakt cerrahisindeki güncel teknikler ve tecrübeleriyle hastalara güven vermektedir. Bu makale, Marmara Göz Tıp Merkezi’nin uzman hekimlerinin bilgi ve deneyimleriyle hazırlanmıştır.

Özetle, göz merceğinizin saydamlığını kaybetmesi yaşam kalitenizi düşürüyorsa, bunu kabullenip görme kaybıyla yaşamak zorunda değilsiniz. Modern katarakt ameliyatı güvenli, hızlı ve etkili bir çözümdür. Katarakt gelişimini geciktirmek için sağlıklı yaşam önlemleri almak önemlidir, ancak belli bir noktadan sonra bulanık görmeyi daha fazla tolere etmeye gerek yoktur. Göz sağlığınız için düzenli göz muayenelerinizi ihmal etmeyin. Özellikle orta yaş ve sonrasında, sadece katarakt değil diğer göz hastalıklarının erken teşhisi için de kontroller gereklidir.

Eğer katarakt belirtileri yaşıyor veya görmenizde açıklanamayan bir azalma fark ediyorsanız, bir uzmana başvurmaktan çekinmeyin. Katarakt, siz fark etmeden ilerliyor olabilir. Erken evrede yapılan bir muayene, size doğru zamanda tedavi olma şansı tanır.

Meet Our Doctors

Opening Hours